07.12.2024
Lübnan resmi haber ajansı NNA, İsrail'in Sayda'nın kuzey girişindeki Evveli askeri kontrol noktası yakınlarında bir aracı hedef aldığını belirtti.
Saldırının ardından yol trafiğe kapatılırken, hurdaya dönen araçta çıkan yangın sivil savunma ekiplerince söndürüldü.
Hedef alınan aracın hemen yakınında Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücüne (UNIFIL) ait araçların da seyir halinde olduğu, saldırıda bazı Barış Gücü askerlerinin yaralandığı ve olay yerinde tedavi edildikleri aktarıldı.
Lübnan ordusundan konuya ilişkin yapılan açıklamada, saldırıda 3 kişinin hayatını kaybettiği, 3'ü Lübnan, 4'ü UNIFIL askeri olmak üzere 7 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Açıklamada, "Sayda'daki Evveli kontrol noktasından geçerken bir aracı hedef alan düşman İsrail, içindeki 3 sivili öldürdü. Kontrol noktasındaki 3 asker ve UNIFIL'in Malezya birliğinin 4 üyesi yaralandı, birliğe ait araçlar kontrol noktasından geçerken hasar gördü." ifadeleri kullanıldı.
UNIFIL'den yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
"Lübnan'ın güneyine yeni gelen barış gücü askerlerini taşıyan UNIFIL konvoyu Sayda'dan geçerken yakınlarda bir insansız hava aracı saldırısı meydana geldi. 5 barış gücü mensubu hafif şekilde yaralandı ve Lübnan Kızılhaçı tarafından olay yerinde tedavi edildi."
Saldırıda hayatını kaybedenlerin naaşı Sayda Devlet Hastanesi'ne nakledildi.
04.12.2024
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Kiev ile Moskova arasında bir ateşkes sağlanması halinde Ukrayna'daki askerden arındırılmış bölgeye barış gücü askerlerinin gönderilmeyeceğini açıkladı.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 16 Aralık'ta yapılacak güven oylaması öncesinde Çarşamba günü Federal Meclis'te milletvekillerinin sorularıyla karşı karşıya kaldı.
Alman lider, Dışişleri Bakanı'nın ateşkes üzerinde anlaşmaya varılması halinde askerden arındırılmış bir bölgede barış gücü konuşlandırılabileceğini söylemesine rağmen Ukrayna'ya Alman askerlerinin gönderilmesini reddetti.
Scholz, savaşın sona ermesini planlamak için henüz çok erken olduğunu belirterek spekülasyon yapmanın "tamamen uygunsuz" olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Brüksel'deki bir NATO toplantısı sırasında yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin bir barış anlaşması durumunda Ukrayna'ya asker gönderme olasılığına açık olduğunu söylemişti.
Şansölye, Alman milletvekilleri tarafından, koalisyonun iktidarda olduğu son üç yılda, COVID-19 pandemisi ve Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinden kaynaklanan ve muhtemelen hükümetin kontrolü dışında olan yansımalar nedeniyle kötüleşmeye devam eden ekonomi hakkında gelen soruları yanıtladı.
Scholz ayrıca ülke ekonomisindeki kötü gidişata rağmen Ekonomi Bakanı Robert Habeck'in görevden alınmasını da reddetti.
Maliye Bakanı Christian Lindner'i, ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönem için yeniden seçilmesinden birkaç saat sonra görevden alması, koalisyon hükümetinin sonunu getiren bir olay olarak kayıtlara geçmişti.
04.12.2024
Annalena Baerbock, 'Almanya'nın Ukrayna'da kalıcı barışı teşvik edecek her türlü girişimi desteklemeye kararlı olduğunu' belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, 'olası bir barış halinde Berlin'in Ukrayna'ya asker göndermeye açık olduğunu' belirtti.
Baerbock, Brüksel'de düzenlenen bir NATO toplantısı sırasında, "Alman tarafı gelecekte barışa hizmet edecek her şeyi destekleyecektir," dedi.
Binlerce Kuzey Kore askerinin Rusya'ya yardım etmek üzere Ukrayna'ya geldiğine dair haberler, bir barış anlaşmasının sağlanması halinde Avrupa ülkelerinin savaştan zarar gören ülkeye asker gönderip göndermemesi gerektiği tartışmasını yeniden alevlendirdi.
AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas geçtiğimiz hafta sonu, "hiçbir şeyin göz ardı edilmeyeceğini" söyledi, ancak bu yöndeki herhangi bir kararın Ukrayna'nın onayına bağlı olacağını da sözlerine ekledi.
Halihazırda, yakında üçüncü yıldönümüne ulaşacak olan çatışmayı durduracak herhangi bir barış düzenlemesine dair bir işaret yok.
NATO'ya üye ülkeler, savaşa kökten farklı bir yaklaşım getirme sözü veren ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın gelecek yıl ocak ayında göreve başlamasına hazırlanıyor.
Trump defalarca bölgede barışı sağlayacağını söyledi ancak bunu nasıl yapacağı konusunda fazla ayrıntı vermedi.
İngiliz Telegraph gazetesinin haberine göre, Trump'ın üst düzey ekibi, bir barış anlaşması durumunda tampon bölge oluşturmak üzere Avrupa birliklerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasını önerdi.
Rusya ve Ukrayna ise çatışmanın geleceğine ilişkin farklı taraflarda.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin olası NATO üyeliğinin "savaşın sıcak aşamasını" sona erdirebileceğini öne sürdü.
Zelenskiy, üyeliğin Kiev'in kontrolü altındaki tüm toprakları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bu öneri, herhangi bir barış anlaşmasının Rusya'nın toprak kazanımlarını ve güvenlik taleplerini (Kiev'in NATO'ya katılmaktan vazgeçmesi de dahil) kabul etmesi gerektiğini söyleyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ters düşmesine neden oldu.
Ancak Zelenskiy pazartesi günü, Japon Kyodo haber ajansına verdiği demeçte, Ukrayna ordusunun Rusya tarafından işgal edilen bazı bölgeleri geri alacak "güce sahip olmadığını" kabul etmiş ve diplomatik bir anlaşmanın mümkün olabileceği imasında bulunmuştu.
Alman hükümeti şu ana kadar Ukrayna'ya asker gönderme taahhüdüne direnmiş, bunun yerine mali ve askeri destek sağlamıştı.
Pazartesi günü Kiev'e sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Almanya Şansölyesi Olaf Scholz 650 milyon euroluk (23,68 milyar Türk Lirası) ek bir askeri yardım paketi açıkladı.
Almanya'nın Ukrayna konusundaki tutumu 23 Şubat'ta yapılacak olan erken federal seçimlerin sonuçlarına bağlı olarak değişebilir.
Merkez sağ Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friederich Merz, Scholz'un Ukrayna konusundaki tutumunu, özellikle de Kiev'e güçlü Taurus füzeleri göndermeyi reddetmesini eleştiriyor.
Partisi şu anda anketlerde üst sıralarda yer alan Merz, Rusya'ya baskı yapmak amacıyla Ukrayna'nın bu silahları kullanmasına izin verilmesi için daha fazla "bastıracağını" söyledi.
Ukrayna savaşında ABD’nin Kiev yönetimine Rusya topraklarını vurma izni vermesi ve hemen ardından Rusya’nın tarihte ilk defa orta menzilli ‘Oreşnik’ balistik füzesini savaşta kullanması gerilimi kaynama noktasına getirirken dün de Rusya ile Avrupa arasında Ukrayna’ya piyade asker gönderme krizi patlak verdi. İddiaya göre Rusya’nın bu savaşı kazanmasına kesinlikle sıcak bakmayan Fransa ile İngiltere, Ukrayna’ya yardım olarak piyade askeri birlikler göndermeyi görüştükleri söylendi.
FRANSIZ BASINININ İDDİASIUkrayna’ya savaşta destek için Avrupa’dan piyade gücü haberini hükümet kaynaklarına dayanarak Fransız Le Monde gazetesi ortaya attı. Rusya’nın Ukrayna cephelerinde ilerleme kaydetmesi nedeniyle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanul Macron ile İngiliz Başbakanı Keir Starmer 11 Kasım tarihinde bir araya gelerek konuyu görüştükleri bildirildi.
Haberde Yemenli askerlerin, Husi destekli bir güvenlik şirketinin himayesinde Rusya’ya gittiklerini ve kendilerine yüksek maaşın yanında Rus vatandaşlığı sözü de verildiğini söylediği öne sürüldü.
ASKER SIKINTISIABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking de gazeteye yaptığı açıklamada iddiaları yalanlamazken Rusya’nın İran üzerinden Husilerle ilişkileri arttırmak için çalıştığını ve silah transferi konusunda görüşmeler yaptığını söyledi. Geçen ay, Yemenli Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılarına yardımcı olmak için Rusya’nın uydu verileri sağladığı belirtilmişti. Moskova’nın daha önce birçok kez seferberlik ilan etmesine rağmen asker toplama konusunda sorun yaşadığı değerlendiriliyor. Daha önce Kuzey Koreli askerlerin Ukrayna işgali altındaki Rus kenti Kursk’ta savaştığı belirtilmiş, iddialar Ruslar tarafından da üstü kapalı bir şekilde kabul edilmişti.
İsrail'den Lübnan'da BM Barış Gücü karargâhına yeni saldırı: İki asker yaralandı
İsrail güçlerinin UNIFIL misyonunun Nakura üssüne ateş açması sonucu iki mavi miğferli yaralandı.
İsrail güçleri Cuma günü Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) misyonunun Nakura üssüne ikinci kez ateş açarak biri ağır olmak üzere iki BM barış gücü askerini yaraladı.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Perşembe günü yerel BM barış gücü misyonu karargâhındaki bir gözetleme kulesini vurarak iki barış gücü askerini daha yaralamıştı.
Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell İsrail'den hesap vermesini talep etti ve Lübnan'daki UNIFIL'e yönelik saldırının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını belirtti.
Sosyal medya platformu X'te bir paylaşım yapan Borrell, "Lübnan'da bir çizgi daha tehlikeli bir şekilde aşıldı: IDF, pozisyonları bilinen BM barış gücü askerlerine mermi yağdırdı," diye yazdı.BM barış gücü misyonu yaptığı açıklamada karargâhının ve yakınlardaki mevzilerin "defalarca vurulduğunu" açıkladı.
Yapılan açıklamada, "(Perşembe günü sabah saatlerinde), bir IDF Merkava tankının UNIFIL'in Nakura'daki karargâhında bulunan bir gözlem kulesine doğru ateş açması sonucu iki barış gücü askeri yaralanmış, kule doğrudan vurularak düşmelerine neden olmuştur," denildi.Misyon, IDF askerlerinin ayrıca sahadaki izleme kameralarına "kasten ateş açtığını ve devre dışı bıraktığını" da ekledi.UNIFIL, BM barış güçlerinin kasıtlı olarak hedef alınmasının uluslararası insan hakları hukukun yanı sıra Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmaları sona erdirmek üzere 2006 yılında kabul edilen 1701 sayılı Güvenlik Konseyi Kararının da ihlali anlamına geldiğini kaydetti.
İsrail'in kara harekâtı
UNIFIL karargâhına yönelik saldırı, İsrail ile İran destekli militan grup Hizbullah arasındaki çatışmaların hızla tırmandığı bir döneme denk geldi.
30 Eylül tarihinde İsrail, Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'a karşı "sınırlı, yerel ve hedefli" kara operasyonu başlatmıştı.
İsrailli bir askeri yetkiliye göre şu anda iki ülkenin yaklaşık 100 kilometrelik sınırı boyunca binlerce asker görev yapıyor.
İsrail operasyonun amacının yerinden edilmiş İsraillileri evlerine geri döndürmek olduğunu iddia ediyor.
Kanada, İsrail'in Lübnan'daki BM Barış Gücü askerlerine yönelik saldırısını kınadı
Kanada Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) yönelik saldırısını şiddetle kınadı.
İstanbul
Kanada Dışişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, İsrail askerlerinin UNIFIL askerlerine ve ilk müdahale ekiplerine ateş açmasının "endişe verici ve kabul edilemez" olduğu belirtildi.
Açıklamada, Kanada'nın "UNIFIL'e tam desteği" yinelenerek, Ottava yönetiminin BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararıyla tutarlı bir diplomatik çözüme katkı sağlamadaki kritik rolüne işaret edildi.
Kanada'nın tüm tarafları uluslararası insancıl hukuka uymaya teşvik ettiğine işaret edilen açıklamada, barış gücü ve insani yardım çalışanlarının korunması çağrısında bulunuldu.
İsrail ordusu UNIFIL'i hedef aldı
UNIFIL, dün, İsrail ordusunun bir gözlem kulesini hedef alması sonucu 2 barış gücü askerinin hafif yaralandığını duyurmuştu.
UNIFIL'den yapılan yazılı açıklamada, Lübnan-İsrail sınırında Mavi Hat'ta süren gerginliğe işaret edilmişti.
İsrail ordusunun Ras Nakura ve diğer bölgelere kara saldırısı düzenleyerek Hizbullah militanlarıyla çatışmalara girdiği belirtilmişti.
BMGK'nin 1701 sayılı kararı
BMGK'nin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'ın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve UNIFIL'e ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor.
Ancak Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü askeri nüfuzu altında.
G7 Savunma Bakanları Lübnan'daki BM Barış Gücü'nün güvenliğinden endişeli
BM Barış Gücü sözcüsü, İsrail ordusunun çekilmeleri yönündeki uyarılarına rağmen Güney Lübnan'daki mevzilerini koruduklarını belirtti.
G7 Savunma Bakanları, İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen bir dizi saldırının ardından Lübnan'daki Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerlerinin emniyet ve güvenliğinden duydukları endişeyi dile getirdi.
Bakanlar İtalya'nın Napoli kentinde yaptıkları ilk toplantının ardından yayınladıkları ortak açıklamada, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) askerlerinin korunmasının "çatışmanın tüm taraflarının görevi olduğunu" ifade etti.
"Lübnan'daki son olaylardan ve olayların daha da tırmanma riskinden endişe duyuyoruz. Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin temel istikrar sağlayıcı rolünü tanıyarak ve UNIFIL'in asli rolünü bir kez daha teyit ederek, UNSCR 1701'in tam olarak uygulanması ve çatışmalara diplomatik bir çözüm bulunmasıyla düşmanlıkların tamamen durdurulması çağrımızı yineliyoruz," denildi.
Lübnan'daki BM Barış Gücü bir kez daha İsrail'in hedefi oldu: 15 asker yaralandı
Son saldırı, Netanyahu'nun BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e Barış Gücü askerlerini Lübnan'ın güneyindeki çatışma bölgelerinden 'derhal' çekmesi çağrısının ardından geldi.
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL), Pazar günü Tel Aviv'i, İsrail askerlerinin mevzilerine "zorla girmesinin" ardından ana kapılarını tahrip etmekle suçladı. Olayda en az 15 askerin hafif yaralandığı bildirildi.
UNIFIL tarafından yapılan açıklamada yer alan suçlama, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Lübnan'ın güneyindeki BM Barış Gücü'nün görevden alınması çağrısında bulunmasının ardından geldi.
Açıklamada ayrıca, pazar sabahı erken saatlerde Ramiya'daki BM mevzisinde meydana gelen olayda iki İsrail tankının da yer aldığı belirtildi.
"İsrail Silahlı Kuvvetleri (IDF) ve tüm aktörlere, BM personeli ve mülklerinin emniyet ve güvenliğini sağlama ve BM tesislerinin dokunulmazlığına her zaman saygı gösterme yükümlülüklerini hatırlatırız," denildi.
Netanyahu, BM barış güçlerinin Lübnan'daki çatışma bölgesinden çıkarılmasını istedi
Lübnan'daki hedeflere yönelik yoğun saldırılar sırasında Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) askerlerini de vuran İsrail, söz konusu birliklerin çatışma bölgesinden çıkarılmasını talep etti.
İsrail Başbakanlık Ofisi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e hitaben İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu tarafından yapılan görüntülü açıklamayı yayınladı.
Netanyahu, "Sayın Genel Sekreter, Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) kuvvetlerini saldırıların altından çekin. Bu, hemen şimdi, derhal yapılmalıdır" dedi.
Bazı UNIFIL askerlerinin İsrail ordusunun saldırısında yaralanmasından üzüntü duyduklarını belirten Netanyahu, "Bunu önlemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ancak bunu sağlamanın basit ve bariz yolu, birliklerin tehlikeli bölgeden çıkarılmasıdır" ifadelerini kullandı.